11 Ekim 2011 Salı

TOTEM

Totem:Bireyin ya da bir grubun eski çağlarda boy göstermeye başladığı kendini koruduğuna inanılan; mistik, büyüsel duygularla bağlı bulunduğu hayvan, eşya, herhangi bir madde ve görülmeyene duyulan inanç.(vikisözlük).Yapsan bir türlü yapmasan bir türlü.Maçlarda insanları şekilden şekile sokan bazen "bu adam deli ya" diyerek yanınızdan herkesin kaçısmasına neden olan hastalık-inanç karışımı refleks olarak tanımladığım bir olgu totem.İlkokul 3.sınıfta başladı bende bu durum.Yıllar geçtikçe artarak devam ediyor.Pozisyonlar esnasında halıyı düzeltmek,mermerlerin çizgilerine ayak basmamak,ışıkları kapatmak,saat düzeltmek ve bazen maç süresi boyunca uyumak farklı şeylerle ilgilenmek..vb..Benim toteme bağlanmamı sağlayan maç dün gibi aklımda.Tarih 19 Kasım 2003. 2004 Avrupa Şampiyonası için baraj maçını Letonya ile oynuyoruz.Bütün maç boyunca terlik düzeltme totemi yaptım ve maçı 2-0'a getirdik.Sonra içimde huzursuzluk olmasına rağmen totemi bıraktım ve maç 2-2 ye geldi..Hele ki o Maris Verpakovskis'in attığı gol yok mu? Orda delirmiştim ve toteme devam etmediğim için milli takımın elenmesini kendi suçum ilan ettim.Tahmin ediyorum her futbol severin yaptığı totemler ve bir kaç anısı mevcuttur.Tavsiyem;"Toteme inanın, futbolsuz kalmayın!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder