24 Nisan 2011 Pazar

Bir Maç Anatomisi (öyle böyle değil:)

Hava güneşli ama rüzgar sıcaklığı düşürüyor.Stada giderken hissiyatımız güzel,tamamen motiveyiz..Yaklaşık 3 saat önce kapalıda yerimizi aldık..İzmir Atatürk Stadı giriş-çıkış düzeni ve organizasyon açısından İzmir'e yakışmayan bir stad olduğunu açıkça gösteriyordu.Güneş yavaş yavaş batmaya başladı ve maç saati geldi.Başlama vuruşuyla tahminimiz doğrultusunda rakip yarı sahada oyun kurmaya başladık,ardından beklemediğimiz bir anda top kalemize girdi.Moral bozmayalım derken tam önümüzde Emre inanılmaz vurdu ve maça eşitlik geldi.İçimiz tam rahatlamıştı ki sezonun ilk yarısındaki Fenerbahçe sahaya girdi birden.Herkes ruhsuz ve şuursuzca oynamaya başladı ve ikinci golü yedik böylece ilk yarı bitti.Stadda tam bir şok vardı.Ne tezahurat edecek gücümüz ne de diyecek sözümüz vardı.Herşeye rağmen ikinci yarıya umutla başladık ama dakikalar 50'yi gösterdiğinde 3.gol ağlarımızdaydı.Ayaklarımın bağı çözüldü, stadda çıt çıkmıyordu.Bu arada Caner-Stoch değişikliği geldi ve yavaş yavaş kıvılcım çakmaya başladı.İlk önce penaltıyı ardından kafayla yopu ağlara gönderdi "Büyük Kaptan"Bir andan herkes ayağa kalktı..Maç 3-3 olmuştu.Aykut hoca risk alarak Christian-Guiza değişikliği yaptı.En son golünü geçen sezonun son maçında atan ve taraftara alay konusu olan Guiza, topla ilk buluşmasında topu ağlara gönderdiğinde kendimi alt tribünde buldum.İnanılmaz,muazzam bir olaydı.50.dk'da 3-1 mağlupken maçı 3-4 yapmıştık.Rüya olup olmadığını tekrar tekrar sordum kendime..Son 10 dk'ya önde girmiştik ve son dakikalarda bu senenin kader adamlarından Andre Santos'un füzesi geldi ve 3-5 oldu..Bu golle stad kendinden geçti ve tarihte eşine az rastlanan bir maça şahitlik etmiş oldum..Bunun için ne kadar şükür etsem azdır..Teşekkürler Fenerbahçem!!

22 Nisan 2011 Cuma

İçimde bir Rubinstein!!





Bu yıl 26.'sı düzenlenen Ege üniversitesi Bahar Kupası bugün sonuçlandı.9 tur üzerinden toplam 74 sporcunun katıldığı turnuva 45+30sn ekelmeli tempo ile oynandı.Buraya kadar yazmış oldukarım işin resmi boyutu.Benim için oldukça zorlu bir haftaydı.
Öncelikle vize sınavlarımın olması turnuvayı benim için zorlaştırdı.Sınava yetişmem için düşünmeden oynadığım maçlar oldu.Hatta 4.turda sınava yetişebilmek için bir fil ve ağır konum üstünlüğüm olmasına rağman beraberlik teklif etmek zorunda kaldım ve beş dakika kala sınava yetiştim.Son gün hariç 2 tur olan maçlardan dolayı odaklanamadığım bir turnuvayı 9 maçta 6 galibiyet 2 yenilgi ve 1 beraberlik ile tamamladım.Rüya gibi maçlar oynadım.İçimde benden başkasının ruhu olduğuna şüphe etmedim desem yalan olur.Çünkü elo* ve  ukd* derecesi 1700-1900 arası olan oyunculara karşı hızlı bir şekilde oynayarak kazanmak insanı ister istemez hayrete düşürüyor. Final sıralamasında 4.ile eş puan yaparak averajla 8.oldum.
Bu turnuva benim için bir dönüm noktası diyebilirim.Tabii ki bunu ilerleyen zamanlarda daha iyi göreceğiz.Şimdi sizi turnuvada oynadığım güzelmaçlardan biriyle başbaşa bırakıyorum.

ukd:Ulusal kuvvet derecesi  elo:Uluslararası kuvvet derecesi

                  Bavyer Aksoy(ukd:1598 elo:1597)-Fatih Saatcı (ukd:1606)

            1.d4-d5
            2.c4-e5
            3.dxe5-d4
            4.Af3-Ac6
            5.Ff4-Fb4+
            6.Abd2-Fg4
            7.a3-Fxd2
            8.Axd2-Ve7
            9.h3-Fh5
           10.Vb3-0-0-0
           11.Af3-Fxf3
           12.Vxf3-d3
           13.Vg4-Şb8
           14.Vxg7-Ad4
           15.0-0-0-dxe2
           16.Ke1-Vc5
           17.Vxh8-Ab3
           18.Şb1-Kd1
           19.Şa2-Ac1
           20.Fxc1-Vxc4              
           21.Şb1-Vxc1
           22.Şa2-Vc4 (0-1)
ukd:Ulusal kuvvet derecesi  elo:Uluslararası kuvvet derecesi 
                                               

16 Nisan 2011 Cumartesi

Bir Kader Adamı...Andre Dos Santos

 Fenerbahçe için hayal kırıklığıyla geçmişti sezonun ilk yarısı.Devre arası kampında maksimum verim alınabilmesi için yöneticisinden,teknik heyetine kadar herkes odaklanmıştı.Ancak özellikle Andre Santos'un Aykut Kocaman için söylediği sözler ortamı iyice germişti.Takımdan kesin ayrılacak diye görülen Santos'un eleştirilerine tepki vermeden kendi üslup ve tavrıyla hareket eden Aykut Kocaman,"bir oyuncu nasıl kazanılır"dersinin ilk aşamlarını gösteriyordu bize.Caner'in sol bekte göstermiş olduğu istekli ancak verimsiz form grafiğinden sonra,Santos'u o bölgeye yerleştiren Aykut Kocaman hem takımın verimini arttırmış,hem de kaliteli olan bir oyunucun özgüvenini kazanmasını sağlamıştı.Birbirinde zorlu maçlar,geriden gelinen derbilerden sonra nefes kesen bir Gaziantep maçı izledik bu akşam.Topuyla tüfeğiyle Fenerbahçe'ye puan kaybettirmeye çalışan bir takım.Hepsinin üstüne hakem ve şansızlık eklenince,geçmişte yaşanan travmalar akla gelmiyor değil.Özellikle rakibin yarı sahasına yıkılan bir oyunda kaçan goller ve taraftarın aciliyeti..Maç gidiyor demişken 90+4'de Stoch'un şutunda direkten dönen top (adeta gol olmak istemiyorum diyen) ve Santos'un dönen topu gole çevirmesi ardından çığlıklarımız!!
 Gitti denilen bir maçı,gitti denilen bir adamın çevirmesi,herşeyi açıklamaya yetiyor herhalde..